Youtube Toolbar | KAPAT

7 Ocak 2008 Pazartesi

Ömür Göksel


2 Mayıs 1942 Cumartesi, öğleden sonra yaşamla ilk randevum. O günü pek hatırlayamıyorum ama iliklerime kadar doldurduğum ilk oksijen, doğaya, hayata, canlı cansız tüm varlıklara duyduğum aşkın ve sadakatin ilk müjdecisidir. Belki de bir bahar güneşinin, gözlerimi kamaştırması, bana sahip çıkan kucakların sıcaklığı, mutlu bir insan olmamdaki ilk etkenlerdir... Müzik, spor, nükte, saygı ve sevgi içinde geçen çocukluğum. Okul yıllarımdaki, edebiyat, müzik ve spor dallarındaki üstün başarımı, fen derslerindeki başarısızlığım gölgelerdi. Bu yüzden değişik okullarda mezuniyet şansını aradım. Bu arayış bana çok büyük bir muhit edinebilme imkanını doğurdu. Futbol topu en iyi arkadaşımdı. 1955'de Galatasaray genç takımında fıtbol oynamaya başladığımda henüz 13 yaşımdaydım. 1957'den itibaren, Galatasaray genç basketbol takımının, yıldız bir oyuncusu olmuştum. 1961'de, geçirdiğim sakatlık, Allahtan ayağımda olmuştu. Ya kafamda olsaydı diye şükreder dururum. O yıllarda, şarkı söylediğimi çok iyi bilen, bir basketbolcu arkadışımın muzipliği sonunda, katıldığım ses yarışmasında Türkiye Ses Kralı oldum. 1962'de üniversite okumak için Almanya'ya gidişim, beni çok sevdiğim spor hayatımdan uzaklaştırdı. Üniversitede, 1.76 olan boyumun ölçüsünü alınca tekrar ülkeme dönüp, vatani görevimi, Karagücü'nde futbol ve basketbol oynayarak ve de orduevinde şarkı söyleyerek tamamladım. 1965'de artık, 4 dilde şarkı söyleyebilen, yaklaşık 1000 şarkılık bir repertuara sahip, profesyonel bir şarkıcı olarak, dünya Müzik Okyanusunun dalgaları arasında sörf yapmaya hazırdım. Türkiye'deki tüm gece klüplerinin, çalışmak istediği bir Ömür GÖKSEL doğmuştu... 1969'da, Mutluluk adlı şarkımla, ilk Altın Plak'ımı Aykut SPOREL'in elinden aldım. Bunu 1972'deki Sevemem Artık adlı yapıtım takip etti. İkinci altın plağım beni 3 yıl üstüste çeşitli dergilerde, Yılın Şarkıcısı yapmaya yetmişti. Geceleri, işten eve dönerken, içimde bir ses bana asla şımarmamam gerektiğini emrederdi. 1970'de yine kendim gibi, Galatasaray'da spor yapmış, Hülyâ DEMİR adlı genç kızla hayatımızı birleştirdik. Aynı toprağın çocukları ve aynı muhitlerde büyümüş olmamıza, aynı öğretmenlerden feyz almamız eklenince mutluluğumuz perçinlendi. Bu birleşimden, 1971'de kızım Serenad, 1973'de, oğlum Sonat dünyaya merhaba dediler. 1975, bana Yanıyorum adlı bir bestemle üçüncü Altın Plak'ımı getirdi. Ancak o yıllarda, korsan kasetlerin piyasaya sürülmesi, plak dünyasına büyük bir darbe indirdi. Bu yüzden; "Ağlıyormuşsun", "Senden bana yar olanda", "Yaşadım mı öldüm mü anlayamadım?", "Umurumda mı Dünya?", "İçki sigara", "Eğer bir gün bırakırsan", "Yaş kalmadı gözlerimde", "Kızım" isimli şarkılarım, listelerde bir numara olmalarına rağmen bana altın plak getirmediler. 1978'de, Avrupa ve Amerika'daki Hilton Hotellerinden aldığım tekliflerin câzibesi ve Türkiye'deki arabesk müzik türünün yoğunlaşması, bana Profesyonel Müziğe yurt dışında devam etme kararını aldırdı. Sırasıyla İtalya'da, Amerika'da ve Almanya'da müzik yaşamıma devam ettim. 1996'da, ülkeme döndüğümde, beni tanımayan iki nesille karşılaştım, ancak o neslin anne ve babaları Ömür GÖKSEL şarkıları ile tanışmış, sevişmiş ve evlenmişlerdi. Evlatlarına, beni duygu dolu sözcüklerle anlatıyorlardı. Artık hem sevgi hem de saygı denizinde kulaç atmaya başlamıştım. Yıllar geçti. 13 yaşında girdiğim Galatasaray Spor Kulübünün bugün Divan Üyesiyim,2000 yılınının Eylül ayından başlayarak tam üç yıl Korner adı altında, haftanın iki günü spor yorumladım.Köşe yazılarım tam üç yıl boyunca aralıksız devam etti.Ancak kendime ayıracak zaman bulamayışımdan dolayı yazılarıma 2003 Eylül ayından itibaren ara verdim.

2000 yılının başında STV Televizyonunda, hazırladığım Bir Ömür adlı programı, 13 Hafta için hazırlanmışken, gördüğü sıcak ilgi üzerine 73 hafta aralıksız sürdürdüm. 2002 Mart ayında ara verdiğim Bir Ömür Programına vakit bulabilirsem tekrar devam edeceğim ve sevenlerimle yeniden kucaklaşacağım.

2002 yaz sezonunu Antalya Royal Resort otelinde şarkı söyleyerek geçirdim.

2003 yaz sezonunu ekim sonuna kadar Topkapı ve Kremlin otellerinde şarkı soyleyerek geçirdim.180.000 turiste kendi dillerinde veTürkçe şarkılar söyleyerek onlarla sıcak bağlantılar kurarak ülkemi tanıttım.

28 Mart 2004 tarihinde yapılan seçimlerde 600.000 seçmene sahip İstanbul Kadıköy ilçesinden Meclis Üyesi seçildim.Doğup büyüdüğüm bu ilçenin 14 Nisan 2004 tarihinden itibaren Gençlik ve spor, Eğitim ve Kültür komisyonları başkanlığı şerefine eriştim. Her yönde ülkeme hizmeti bir borç bildim.

2004, 2005 ve 2006 yıllarının yaz aylarında Kadıköy'de sahilde ve Bağdat Caddesinde düzenlediğim Kadıköy karnavalı şenlikleri tüm İstanbul halkının büyük ilgisini çekti.

2005 yılında Seyhan Müzik'ten çıkan 2 albümüm Bir Ömür ve Meydan Okuyorum Yıllara Müzik Marketlerindeki raflarda yerlerini aldılar.

Mart 2006'da Doğan Müzik'ten çıkan "A Touch of Quality" isimli albümümde dünyanın en ünlü şarkılarından 18 adedini dinleyicilerimin beğenisine sundum. Albüm o kadar beğeni topladı ki aylarca yabancı sözlü albümler listesinde 1 numarayı parselledi. Kısa zamanda best seller (en çok satan albüm) ünvanına erişti.

Dinleyicilerimin ve sevenlerimin gösterdiği bu büyük ilgi üzerine, "A Touch of Quality" albümü şatış rekorlarını kırınca, aynı türde "A Touch of Love" adı altında bu kez Double CD olarak 24 şarkılık yeni bir albüm yapmamı DMC (Doğan Music Company) teklif etti.

Kasım 2006'da "A Touch of Love" isimli Double CD albümüm ve kasetim müzikseverlerin evlerindeki kıymetli arşivlere yerleşti.

Eğitim ve Kültür Komisyonu Başkanlığını yaptığım Kadıköy Beledeiyesi'nin katkıları ile 2006 yılı boyunca her ay 1 kez olmak üzere Nostalji Rüzgarları adı altında Türk Hafif Batı Müziği'ne adını altın harflerle kazımış sanatçıları halkımıza konser etkinlikleri ile sunuyorum.

Yaşam felsefemin temelinde yatan üç anahtar fiil vardır: Sevmek, Düşünmek, Gülmek... Düşünebilen insan, güler ve sever... Duygularımı dorukta yaşarım, en çirkin olayda bile güzellikler ararım, bana göre sevginin, aydınlatamayacağı hiçbir karanlık yoktur. En kötü kararın, kararsızlıktan iyi olduğuna inanırım. Kin ve nefretle, hiç tanışmadım. Dost portföyüm çok kabarıktır.

  • Ömür Göksel'in kendi kaleminden alınmıştır.

Hiç yorum yok: